Allahü teâlânın bildirdiği her din, iki kısmdır: İtikâd ve amel. Yani iman ve ahkâm. Bunlardan iman, her dinde aynıdır. İman, dînin aslı ve temelidir. Din ağacının gövdesidir. Amel ise, ağacın dalları, yaprakları gibidir.Eski dinlerde bildirilmiş olan i’tikâdlar zamanla bozulmuştur. Şimdi doğru i’tikâd, yalnız islâm dîninin bildirdiği i’tikâddır.

Bu doğru imana sahip olmayan, Cehennemden kurtulamaz. Kıyâmette azaptan kurtulmasına imkân yoktur. Ameli olmıyanların kurtulması umulur. Bunların işi, Allahü teâlânın irâdesine kalmış olup, isterse af eder, isterse, günahları kadar azâb ederek, sonra Cehennemden çıkarır. Cehennemde ebedî kalmak, islâm dîninin bildirdiği doğru i’tikâdı olmayanlar, yani, Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği islâm dîninden olan şeylere inanmıyanlar içindir. Bu i’tikâdı olup da, ameli olmıyanlar, yani kalb ile beden ahkâmını yerine getirmiyenler, Cehenneme girseler bile, sonsuz kalmıyacaklardır.

İ’tikâd edilecek şeyler, dînin esâsı, Müslümanlığın zarûrî, lâzım temeli olduğundan, bunları bildirmek ve öğrenmek herkese lâzımdır. Bunları öğrenmek, her insanın birinci vazîfesidir. İman ve ahkâm bilgilerini öğrenmiyen ve çocuklarına öğretmiyen, insanlık vazîfesini yapmamış olur. Bunları öğrenmek herkesin hakkıdır. İnsan haklarının birincisidir.

Ahkâmı, yani emrleri ve yasakları yerine getirmek, temel olmayıp, uzun ve geniş de olduğundan, bunları fıkh ve ahlâk kitaplarından lazım olan miktarını öğrenmek herkese lazımdır.

İmanı anlatan geniş ve derin ilme “İlm-i kelâm” denir. Kelâm ilmi âlimleri, çok büyük insanlardır ve kelâm kitapları pek çoktur. Bu kitaplara, “Akâid kitapı” da denir.

Amel edilecek, yani kalb ile ve beden ile yapılacak ve sakınılacak şeylere, “Ahkâm-ı islâmiyye” kısaca “İslamiyet” denir. Beden ile yapılacak ahkâm-ı islâmiyyeyi bildiren ilme “İlm-i fıkh” denir. Bu ilim, her mezhebin fıkıh kitaplarından öğrenilir.

Dört mezhebin kelâm kitapları aynı olup, fıkh kitapları başka başkadır. Halk için, yani tahsîli olmayanlar için yazılmış olan ve herkesin bilmesi ve yapması gereken kelâm yani iman ve ahlâk ve fıkh bilgilerini kısaca ve açıkca anlatan kitaplara “İlm-i hâl” kitapları denir. Dînini bilen ve seven ve kayıran mubârek insanların ilm-i hâl kitaplarını alıp, çoluğuna ve çocuğuna öğretmek, her Müslümanın birinci vazîfesidir. Kendilerine din adamı ismini ve süsünü veren câhil ve sapık kimselerin sözlerinden ve yazılarından din öğrenmeğe kalkışmak, kendini Cehenneme atmaktır.