Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ölmüşlerimizin ve bütün müminlerin ruhlarına hediye etiğimiz hatimler, Fâtihalar, salevatlar ve hatm-i tehliller, çok önemli, çok kıymetli birer hediyedir. Basra’da genç bir kız vefat eder. Annesi evlat acısından yanar yakılır. 15 gün durmadan gece gündüz Allahü teâlâya, (Ya Rabbî, kızımı rüyada bana göster!) diye yalvarır. Bir türlü göremeyince, Hasan-ı Basrî hazretlerine gider, (Hocam biliyorsunuz, kızım vefat etti, ama rüyada hiç göremiyorum. Ne olur bana bir dua öğretin, onu rüyada göreyim) der. Hasan-ı Basrî hazretleri de, bu kadının kızını rüyada görebilmesi için dua eder. Sonra, (İnşallah kızını rüyada görürsün) der.

O gece anne, kızını rüyasında görür. Ama kızın yüzü gözü değişmiş, çok çirkin ve feci bir biçimde ateşler içinde yanıyor. Anne korkudan hemen uyanır, (Yâ Rabbî nedir bu başıma gelen, keşke hiç rüyamda görmez olsaydım, mahvoldum) der. Tekrar Hasan-ı Basrî hazretlerine gider. (Hocam, kızım ateşler içinde yanıyor) der. Tabiî o da çok üzülür. Birkaç gece sonra, bu sefer Hasan-ı Basrî hazretleri, aynı kızı rüyasında görür. Kız Cennette nimetler içindedir. Hasan-ı Basrî hazretleri, (Kızım sen filan teyzenin kızı değil misin?) diye sorar. O da (Evet efendim) der. (Annen seni rüyasında görmüş, ateşler içinde yanıyormuşsun, ne oldu da, sen şimdi böyle Cennet nimetlerine kavuştun?) diye sorar. Kız der ki: (Hocam, bir Müslüman, bizim kabristana uğradı. 11 İhlâs, 1 Fâtiha okudu ve bir de 10 salevat-ı şerife gönderdi. Beş yüzden fazla genç kız böyle yanıyorduk. Allahü teâlâ, o gün hepimizi affetti. Şiddetli azaptan bizi kurtardı. Çeşitli nimetlere kavuştuk.)

Hasan-ı Basrî hazretleri, kızın annesine durumu anlatınca, kadıncağız rahatlar, çok sevinir.

Mazhar-ı Can-ı Canan hazretleri, kabristandan geçerken, bir kadının kabrinde ateşler içinde yandığını kalb gözüyle görür. Çok üzülür. Kendisi için okumuş olduğu bir hatm-i tehlili, [70 bin kelime-i tevhidi] bu kadının ruhuna bağışlar. Birden ateş kaybolur, kabir Cennet bahçesi olur, (Demek imanı varmış ki, kadın Cennet nimetlerine kavuştu) buyurur. İmanı olmayanlara okunanların faydası olmaz. Şu hâlde, okunan Kur’an-ı kerimin ve edilen duaların sevabları, ölmüşlerimize bağışlayacağımız çok kıymetli hediyelerdir.