Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Kâinat ince bir hesap üzere yaratılmıştır. Yani Allahü teâlânın her işinde hikmetler vardır. Her emrinde hikmetler gizli olup, her mahlûkunda ders alınacak ibretler var. Onun için Peygamber efendimiz, (Müminin bakışı ibret, konuşması hikmet, susması tefekkür olur) buyuruyor. O hâlde, bizler de sözlerimizi, hâllerimizi, hareketlerimizi hesabını verebilecek şekilde düzenlemeliyiz. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
(Akıllı insan, sarraf gibidir. Her işi, her hareketi, sarrafın vitrinindeki altın ve çeşitleri gibi olur.)

Akıllı insan, her kitabı okumaz, Ehl-i sünnet âlimlerinin, altın değerindeki kitaplarını okur. Herkes yapıyor diye her işi yapmaz, kıymetli işleri yapar. Herkesle değil, kıymetli insanlarla görüşür.

Yine İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
(Çok kimse hamal gibidir, çok yorulur, çok yıpranır, fakat az kazanır. Çok az kimse de sarraf gibidir, az çalışır, fakat çok kazanır.)

Demek ki, insana az veya çok kazandıran şey, çok çalışmak, çok yorulmak değil meşgul olduğu işin mahiyeti ve ihlâsla yapmasıdır.

O hâlde bizim de, Allahü teâlânın katında çok kazanmamız, Onun razı olduğu işlerle meşgul olmamıza ve sevdiği insanlarla beraber olmamıza bağlıdır.

Eğer Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği itikada sahip olur ve bildirdikleri yolda gidersek, yorulmadan, uçakla bir yerden bir yere ulaşmak gibi yıpranmadan, kolay ve rahat hedefe, yani Allah’ın rızasına kavuşulur. Çünkü bu büyüklerin yolu, sarrafların yolu gibidir.

Kâr etmenin yolu
Ehl-i sünnet âlimlerine tâbi olmayı ömrümüzün sermayesi yapmalıyız. Şayet o büyüklere tâbi olup, onların bildirdiği esaslara uyarsak, bu ömür sermayemizi kıymetlendirir ve çok kâr ederiz. Neticede Allahü teâlânın rızasını kazanıp Cennete gideriz. Fakat bu ömür sermayesini, Allahü teâlânın razı olmadığı yerlerde kullanıp heba edersek, zarar ederiz ve sonunda zarar edenlerin gideceği yere, yani Cehenneme gideriz.