Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Iyd, bayram demektir, her sene tekrar ettiği, avdet ettiği için ıyd deniyor. Bundan sonra her günümüzün bayram olması için günahtan ve kul hakkından çok sakınmalı. Allahü teâlâ kalb kırmaktan, günah işlemekten, dedikodudan, fitneden, her türlü günahtan bizi korusun! Günahsız geçirdiğimiz gün, bizim bayramımızdır. Her sabah uyandığımız zaman, bütün azalar dilimize yalvarırlarmış, ne olur bugün bizi günaha sokma, bugün bizim başımızı belaya sokma, bugün bizi küfre sokma diye...

Kâfir bile olsa kimsenin kalbini kırmamalı. Hele mümin ise, Allah muhafaza! Peygamber efendimiz, Eshabına ve ümmetine çok düşkündür. Ana babanın evladına olan düşkünlüğünden daha fazla düşkündür. Bir müminin kalbi kırılırsa Resulullah efendimiz incinir, üzülür. Onu üzen, Allahü teâlâyı üzmüş olur.

Ehl-i sünnet yolunda, dinimize hizmet ederken, ister bu büyüklerin kitaplarını satarak veya dağıtarak olsun, ister bu kitap hizmetini destekleyen diğer işlerle olsun, bir şekilde bu işlerin bir parçası olmaya, bu çatı altında olmaya çalışmalı. Tek kurtuluş çaresi budur. Bütün güzellikler buradadır. Dışarısı ateştir, fitne doludur.

Büyüklerimizin tasarrufu ile bu seneki dağıtılan kitap sayısı, önceki senelere göre çok fazladır, çünkü evliya zatlar vefat edince, kınından çıkmış kılıç gibi olurlar, himmetleri, tasarrufları artar. Büyüklerimiz, bir kitap fazla okunsun yani bir kişi daha yanmaktan kurtulsun diye, hayatlarını feda ettiler. Bütün maksatları buydu. Şimdi elhamdülillah bu arzuları da yerine geliyor. Bu da başka bir bayram vesilesidir.

Eshab-ı kiram, (Resulullah efendimizi defnettikten hemen sonra, döndüğümüzde kalblerimizin dünyaya meylettiğini hissettik) buyuruyorlar. Şimdi biz de burada beraberiz, geldik, bayramlaştık, elhamdülillah birbirimizin yüzünü gördük, ama ayrılınca hepsini unutuyoruz, çıkar çıkmaz planlara, dünyalık işlere başlıyoruz. Giderken hiç olmazsa bir şey aklımızda kalsın: İki mümin Allah rızası için bir arada olsa, şeytan oraya giremez. Birbirimizin yüzüne muhabbetle baktığımız zaman günahlarımız dökülür, affolur. Büyüklerimiz de memnun olur, razı olur. Allah’ın rızası da onların rızasındadır.

Bu nasihatleri unutmazsak, inşallah her günümüz bayram gibi olur: Birincisi, kitap okuyacağız. Merhum hocamız çok söylerlerdi, (Biz bu kitapları raflarda tozlansın diye yazmadık, arkadaşlar kitap okusunlar) buyururlardı. İkinci önemli husus, asla kalb kırmayacağız. Üçüncüsü de, bu hizmetlere gücümüz yettiği ölçüde sahip çıkacağız. Bunları yapabilirsek her günümüz bayram olur.