Sual: İnternette, (Bu fetvayı kimden aldın Müslüman?) diye bir şiir dolaşıyor. Bu şiirde dine aykırı yerler var mı?
CEVAP
Şiirde, gayrimüslimlerin ürettiği eşarbı almak tenkit ediliyor. Dinimiz, gayrimüslimlerle alışveriş yapmanın caiz olduğunu bildiriyor. Peygamber efendimiz de, gayrimüslimlerle alışveriş yapmıştır. Eşarp için ölçü, dinin emirlerine uygun olmasıdır. Mesela rengiyle dikkat çeken, ipek bir eşarbı Müslüman da üretse, ucuz da olsa, takmak caiz olmaz. Gayrimüslimden eşarp almanın günah olduğunu söyleyen kişi, bu fetvayı acaba kimden almıştır?

Şiirde, (Eli kolu kuyumcu vitrini) denilerek ziynet takılması tenkit ediliyor. Zekâtını vermek ve yabancı erkeklere göstermemek şartıyla, ne kadar çok olursa olsun, ziynet takmak günah değildir. Ziynet takmaya İslami yaşayış değil diyen kişi, bu fetvayı acaba kimden almıştır?

Şiirde, (Evinde eşyası hep otomatik, bu rahatlıkla işler bitik) deniyor. Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, temizlik robotu gibi otomatik eşya kullanmak günah değildir. Hatta Müslümanların, teknolojiyi takip ederek, her çeşit yeni vasıtaları, hayırlı işlerde kullanmaları gerekir. Otomatiğe, pratik iş yapmaya günah diyen kişi, bu fetvayı acaba kimden almıştır?

Şiirde, (Oğlum kızım diye mallar alınıp yığılıyor) deniyor. Helalden olmak şartıyla çok mal almak ve helal yolda harcamak günah olmaz. Oğluna kızına çok mal almanın günah olduğunu söyleyen kişi, bu fetvayı acaba kimden almıştır?

Şiirde, (Allah seni Kur’ana konu yaptı, aç da şu seriyi oku) deniyor. Kur’an mealinden anladığımıza göre, din olur mu hiç? Aynı âyeti birçok ilahiyatçı, tesettür yok diye tefsir ediyor. Müslümana meal değil, nakli esas alan ilmihal tavsiye edilmeli. Yoksa ortalık, farklı görüşten geçilmez. Meal okumayı tavsiye eden kişi, acaba bu fetvayı kimden almıştır?

Son olarak şiirde, (İslami yaşayış bu değil inan, bu fetvayı nerden aldın Müslüman?) deniyor. Bunu yazan kişi, İslami yaşayışın bu olmadığını bildiren fetvayı acaba kimden almıştır?

Doğru yanlış karışık olan böyle şiirleri, (Herkese gönderin) diyerek başkalarına gönderenler de, bu fetvayı acaba kimden almışlardır?