Dinde kolaylık var ne demek?
Sual: İslamiyet’te zorlama yoktur. (Kolaylaştırın, zorlaştırmayın, hoşgörülü olun) deniyor. Sarhoş olmayacak kadar içki içilemez mi? Tesettüre tam uymanın mânâsı nedir? Namaz yerine fakir doyurulamaz mı? TV seyrederken koltukta namaz kılınamaz mı?
CEVAP
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ, dinde size hiçbir zorluk yüklemedi.) [Hac 78]
(Kolaylaştırın) demek, (Size güç gelen ibadetleri yapmayın, onları istediğiniz gibi değiştirin) demek değildir. (Dinimizin bildirdiği kolaylıklardan faydalanın) demektir. Zamana, yere ve şahısların durumuna göre bazı ruhsatlar tanınmıştır. Sualdeki sorulara cevap verelim:
İçkinin sarhoş etmese de damlası haram olduğu gibi, tesettür de farzdır. Kolaylaştırmak veya zorlaştırmakla bir alakası yoktur. Fakir doyurmakla namaz kılınmış sayılmaz. Öyle olsaydı, dinin sahibi, (Namaz kılmak yerine fakir doyurun) derdi. (Ayakta namaz kılamayan, oturarak kılsın; oturarak kılamayan yatarak kılsın) buyuruyor. Kilisedekiler gibi, (Sandalyeye veya koltuğa otur!) demiyor.
Dinimiz, nerelerde nasıl kolaylık olduğunu göstermiştir. Kendi aklımıza göre yaparsak dine uymamış oluruz. Birkaç örnek:
1- Su yoksa veya su varken kullanılması zararlıysa, mesela hastalanacaksa teyemmüm eder.
2- Hasta ve âciz olan, oturamazsa, namazı yatarak îma ile kılar. Koltuğa oturup kılmaz.
3- Ramazan ayında, Müslümanlara oruç tutmak farzdır, fakat bir kimse hasta olsa veya üç günlük yoldan daha uzak bir yere sefere çıksa, oruç tutmak farzı üzerinden geçici olarak kalkar. Daha sonra, müsait bir vaktinde tutamadığı oruçlarını kaza eder.
4- Seferî uzaklıktaki yolculuklarda dört rekâtlı farzlar iki rekât olarak kılınır. Seferde oruç tutmak güç gelirse tutmayıp mukim olunca kaza edilir.
5- (Dinde zorluk yoktur) demenin başka bir mânâsı da vardır. Mesela her gün oruç tutmaya, gece uyumayıp sabaha kadar ibadet etmeye kendini zorlamak, evlenmemek dinde yoktur.
Allahü teâlânın kullarına olan ihsanları ve emirleri herkese eşit değildir. Mesela, bazı müminlere zenginlik verir, ona hac yapmasını emreder. Bazılarına da fakirlik verip, ona hac yapmasını emretmez. zengine zekâtı emrederken fakire emretmez. Gücü, kuvveti, sağlığı yerinde olanın, oruç tutmasını emreder. Sağlığı müsait olmayanların da tehir etmelerine izin verir. Herkese gücü nispetinde emir verir. Kimine nisap miktarı mal ihsan edip, zekât vermelerini ve fakir olan akrabalarının nafakalarına yardım etmelerini emreder. Kimine de fakirlik verip, zekât almaya müstahak kılar. Kimine çok ihsan eder. Onlar da nimete şükredip, şükredenler derecesine kavuşurlar. Kimine de, az ihsan eder. Onlar da sabrederler, sabredenler derecesine ulaşırlar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, hiç kimseye gücünden fazlasını emretmez.) [Nesai]
İnsan, gücü nispetinde ibadet etmeli, ruhsatlardan da yeri gelince istifade etmeli, zorluk çıkarmamalı, hiç kimseyi dinden soğutmamalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kolaylaştırın, güçleştirmeyin, müjdeleyin, sevdirin, nefret ettirmeyin! Birbirinizle iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin!) [Buhari]
Dinimizde ifrat ve tefritin yani aşırılığın yeri yoktur. Dinimiz orta yolda olmayı emreder. Bir hadis-i şerifte, (İşlerin hayırlısı vasat olanıdır) buyuruldu. (Beyhekî) [Vasat, ifrat ve tefritten uzak, orta yol demektir. İfrat normalden fazla, tefrit normalden az demektir. Mesela çok uyumak ifrat, çok az uyumak tefrittir. Çok yiyip içmek ifrat, çok az yemekse tefrittir.]
İfrata kaçarak gücünün yetmediği şekilde ibadet etmeye çalışmak, mesela geceleri hiç uyumadan ibadet etmek, gündüzleri hep oruç tutmak, hanımından uzak kalmak, et, süt, tatlı gibi gıdaları hiç yememek, iyi Müslüman olmak demek değildir. Bir hadis-i şerif:
(Kolay bir dinle gönderildim. Dinimizde ruhbanlık yoktur. Et yiyin, hanımınızla mübaşeret edin! [Nafile] oruç da tutun! Tutmadığınız günler de olsun! [Nâfile] namaz da kılın! Uyuyun da! Ben bunlarla emrolundum.) [Taberanî]
Yiyip içmeden, uyumadan ibadet etmek zordur. Bir hadis-i şerifte, (Din kolaylıktır. Dinde aşırı gideni, din mağlup eder) buyuruldu. (Nesaî)
Bir de tefrite gidip, (Dinde kolaylık var) diyerek dini bozanlar var. Reformcuların kitapları böyle yanlışlıklarla doludur. Birkaç misal verelim:
1- Mestin üstüne mesh edilir diye, oje üstüne mesh caiz olmaz.
2- Naylon çoraplara mesh kolaylıksa da, dinin emri değişmiş olur, namazlar sahih olmaz.
3- Su bulunmazsa teyemmüm edilir, fakat reformcuların dediği gibi sular kesilince, (Suyu aramadan hemen teyemmüm edin!) demek, dinde kolaylık değil, dini değiştirmektir.
4- Ramazan yaza gelince tutmayıp, kışa tehir etmek caiz olmaz.
5- Namazları vaktinde kılmayıp, hepsini gece yatarken kılmak da dini değiştirmek olur.
6- Hanefî’de gusülde ağzın içini yıkamak farzsa da, diğer iki mezhepte farz değil diye ağzın içini yıkamamak mezhepsizlik olur.
Dinde zorluk yok demek, (Dinimizin verdiği ruhsatlardan faydalanın) demektir. Yoksa (Herkes hoşuna giden şeyleri yapsın, hoşlanmadığı şeyleri yapmasın, ibadetleri keyfine göre değiştirsin) demek değildir. Dinde ufak bir değişiklik yapmak dinsizlik olur. Bir hadis-i şerifte, (Dinimizde olmayan bir şey çıkarılırsa, o şey merduddur) buyuruldu. (Buhârî)
Âyet-i kerimede de mealen, (Dinlerini oyuncak ve eğlence edinenleri bırak!) buyuruldu. (Enam 70)