Din ve fen
İslam tarihini inceleyenler bilirler. Târîh boyunca hiçbir zamanda, hiçbir teknik başarı, hiçbir fennî hakîkat, İslamiyete ters düşmemiş, dâimâ ona uygun bulunmuştur. Nasıl uygun olmasın ki, tabîati incelemek ve madde ile kuvvet üzerinde çalışmak ve fen bilgilerinde akla güvenmek, İslamiyetin emr ettiği şeydir.
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmin birçok yerlerinde, “Sizden evvel gelip geçenlerin hayatlarını, gitdikleri yolları ve başlarına gelenleri, gözden geçirip, onlardan ders alınız. Yerleri, gökleri, canlıları, cansızları ve kendinizi inceleyiniz! Gördüklerinizin içini, özünü araştırınız. Bütün bunlarda yerleşdirmiş olduğum kuvvetimi, kudretimi, büyüklüğümü ve hâkimiyyetimi bulunuz, görünüz, anlayınız!” meâlinde emirler buyurmaktadır.
Fen bilgisi İmanın altı şartından birincisi olan Allahü teâlânın var olduğuna inanmayı da kolaylaştırır. Fen bilgisi olan akllı bir kimse, bunu düşünerek kolayca anlayabilir. İmanın diğer şartları ve bütün ibâdetler, bundan sonra öğrenilir. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmin birçok yerinde, kâfirleri, neden akıllarını kullanmadıkları için ve neden yerleri, gökleri ve kendilerini inceliyerek düşünmedikleri ve böylece imana kavuşmadıkları için, azarlamakda ve aşağılamakdadır.
Büyük islâm âlimi Seyyid Şerîf Cürcânî, aklı olan, iyi düşünen bir kimse için, astronomi ilmi, Allahü teâlânın varlığını anlamağa, çok yardım eder diyor. İmâm-ı Gazâlî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyor ki, astronomi ve anatomi bilmiyen, Allahü teâlânın varlığını ve kudretini anlıyamaz.
Evet, Îsâ aleyhisselâmın hak olan dîni, az zaman sonra düşmanları tarafından sinsice değişdirilmişti. Bolüs adındaki bir yehûdî, Hz. Îsâya inandığını söyliyerek ve Îsevîliği yaymaya çalışıyor görünerek, gökden inen İncîli yok etti. Dört kişi ortaya çıkıp, oniki Havârîden işittiklerini yazarak, İncîl adında dört kitap meydana geldi ise de, Bolüsün yalanları, bunlara da karıştı.
Barnabas adındaki bir Havârî, Îsâ aleyhisselâmdan işitdiklerini ve gördüklerini doğru olarak yazdı ise de, bu Barnabas İncîli de yok edildi. Uydurma İncîller zamanla çoğalarak, her yerde başka bir İncîl okunur oldu.
Böylece, hıristiyanlık dîni, akl ve hakîkat dışında, acâib bir şekil aldı. Avrupada hıristiyanlığa karşı, yerinde olarak yapılmış olan hücûmlar, İslamiyete karşı nasıl yöneltilebilir?