Kanser üzerinde yapılan bir araştırmada oruçlu kimselerin adrenalin ve kortizon hormonlarının kana daha kolaylıkla karıştığı gözlenmiştir. Bu hormonlar tesirlerini kanserli hormonlar üzerinde de göstermektedir. Böylece adı geçen hormonlar kansere karşı bir çeşit kalkan rolü oynamakta, yani kanser hücrelerinin çoğalmasını önlemektedir.

Oruç tutan bünye adeta bakıma girmekte, iç organları saran yağlar erimekte, vücudun zindeliği artmakta, direnme gücü kazanarak mide, böbrek, şeker, kalp ve karaciğer hastalıklarına karşı mukavemet etmektedir. Oruçlu iken gündüzleri kolesterol seviyesi düşer.

Damar cidarında biriken eski kolesterol artıkları da yavaş yavaş sertliklerini yitirir. Böylece günümüzün ani hastalığı olan kalp krizleri ve felçler orucun tesiriyle adeta yok olur. Kalp üzerinde ani ve kötü tesiri olan üç sebep vardır: Damar sertliği, sinir yorgunluğu, midenin devamlı tazyiki. Bu üç tesir de oruçtan dolayı kati istirahat halinedir.